Türkiye'de hemşehri ismi ile vizyona giren, yönetmenliğini Roberto rosellini'nin yaptığı 1946 yapımı film. yeni sinema dergisinin mart 1966'da yayımlanan sayısında hakkında yazı yazılmıştır.
filmin konusu:
altı ayrı bölümde film Italya'nın çeşitli şehir ve bölgelerinde amerikan ordusunun ilerleyişini izliyor.
birinci bölüm:
sicilya’ya ayak basan bir Amerikan bölüğü SicilyalI bir genç kızın yardımından yararlanır. Amerikalılar tarafından, yanlışlıkla ihanetle suçlandırılan kız daha sonra Alman kurşunlarına kurban gider.
İkinci bölüm :
Napoli’de sarhoş bir zenci M.P. sokaklarda sürünen bir çocuğa rastlar. Zencinin, New York’un şanı ve yüceliği hakkında, anlamsız, karışık konuşmalarını sabırla dinliyen çocuk sonunda askerin çizmelerini çalıp kaçar. Ertesi gün çocuğa yeniden rastlıyan zenci tehditlerle çizmelerinin iadesini ister ve çocukla birlikte yüzlerce kişinin, hayvan gibi, korkunç bir sefalet içinde yaşadıkları mağaralara gelir. Tüyler ürpertici manzaranın karşısında zenci dehşet içinde, utanarak uzaklaşır.
Üçüncü bölüm :
Roma’nın kurtuluşuna katılan Amerikalı bir asker altı ay sonra izinli olarak şehre döner. Gayesi Kurtuluş Gününde tanıdığı bir genç kızı bulmaktır. Kızı bulur oysa, geçen süre zarfında, kız artık sokağa düşmüştür. Geceyi beraber geçirirler. Ertesi sabah, asker daha uykuda iken, kız ayrılır ve delikanlıya eski adresini bırakır, ilk buluştukları odaya dönüp askeri bekler. Adresi okumadan cebine atan asker başka bir arkadaşı ile buluşur. Kâğıt parçası meydana çıkınca arkadaşı üzerindeki adresin kime ait oldu ğunu sorar. Delikanlı "Hiç, sadece bir orospunun adresi" diyip kâğıt parçasını yırtıp atar.
Dördüncü bölüm:
ikiye ayrılan, bir kısmı Amerikalılar, bir kısmı Almanlar tarafından işgal edilen Firenze şehrinde Amerikalı bir hastabakıcı partizanlarla savaşan sevgilisini arıyor.
Beşinci bölüm :
Üç askeri papaz (biri Katolik, biri Protestan ve biri Musevi) küçük bir dağın tepesinde bulunan bir manastıra gelip geceyi orada geçirir ve diğer papazlarla tanışırlar.
Altıncı bölüm :
Po nehrinin deltasında partizanlardan ve Amerikalı komandolardan birleşik bir grup cephanesiz kalıp Almanlar tarafından sarılır. Bataklıklarda hepsi Almanlar tarafından kurşuna dizilir, asılır, elleri bağlı olarak nehre atılır, ya da intihar ederler.
film hakkında
"Paisa ufak kusurları ve büyük meziyetleri olan bir filimdir. Anlatımı dağınık, kurgusu kötü, yer yer anlamsız, çoğu bölümlerin izlenilmesi güç, seyirciden talep ettiği katılış sınırsız. Oysa geriye bir çok şey kalıyor! Roma bölümündeki dengeli, tutumlu, umutsuz trajedi; manastır bölümündeki çarpıcı insaniyet duygusu ve özellikle, son bölümünde umutsuz oysa sonuna kadar yılmayan mücahitlerle bir birlik kuran deltanın acı, boş, merhametsiz görüntüleri."
vernon jarrat
yeni sinema dergisi - mart 1966 - sayı:1 - sayfa: 48
https://www.arsivsozluk.com/d/34
Devamını okuyayım...filmin konusu:
altı ayrı bölümde film Italya'nın çeşitli şehir ve bölgelerinde amerikan ordusunun ilerleyişini izliyor.
birinci bölüm:
sicilya’ya ayak basan bir Amerikan bölüğü SicilyalI bir genç kızın yardımından yararlanır. Amerikalılar tarafından, yanlışlıkla ihanetle suçlandırılan kız daha sonra Alman kurşunlarına kurban gider.
İkinci bölüm :
Napoli’de sarhoş bir zenci M.P. sokaklarda sürünen bir çocuğa rastlar. Zencinin, New York’un şanı ve yüceliği hakkında, anlamsız, karışık konuşmalarını sabırla dinliyen çocuk sonunda askerin çizmelerini çalıp kaçar. Ertesi gün çocuğa yeniden rastlıyan zenci tehditlerle çizmelerinin iadesini ister ve çocukla birlikte yüzlerce kişinin, hayvan gibi, korkunç bir sefalet içinde yaşadıkları mağaralara gelir. Tüyler ürpertici manzaranın karşısında zenci dehşet içinde, utanarak uzaklaşır.
Üçüncü bölüm :
Roma’nın kurtuluşuna katılan Amerikalı bir asker altı ay sonra izinli olarak şehre döner. Gayesi Kurtuluş Gününde tanıdığı bir genç kızı bulmaktır. Kızı bulur oysa, geçen süre zarfında, kız artık sokağa düşmüştür. Geceyi beraber geçirirler. Ertesi sabah, asker daha uykuda iken, kız ayrılır ve delikanlıya eski adresini bırakır, ilk buluştukları odaya dönüp askeri bekler. Adresi okumadan cebine atan asker başka bir arkadaşı ile buluşur. Kâğıt parçası meydana çıkınca arkadaşı üzerindeki adresin kime ait oldu ğunu sorar. Delikanlı "Hiç, sadece bir orospunun adresi" diyip kâğıt parçasını yırtıp atar.
Dördüncü bölüm:
ikiye ayrılan, bir kısmı Amerikalılar, bir kısmı Almanlar tarafından işgal edilen Firenze şehrinde Amerikalı bir hastabakıcı partizanlarla savaşan sevgilisini arıyor.
Beşinci bölüm :
Üç askeri papaz (biri Katolik, biri Protestan ve biri Musevi) küçük bir dağın tepesinde bulunan bir manastıra gelip geceyi orada geçirir ve diğer papazlarla tanışırlar.
Altıncı bölüm :
Po nehrinin deltasında partizanlardan ve Amerikalı komandolardan birleşik bir grup cephanesiz kalıp Almanlar tarafından sarılır. Bataklıklarda hepsi Almanlar tarafından kurşuna dizilir, asılır, elleri bağlı olarak nehre atılır, ya da intihar ederler.
film hakkında
"Paisa ufak kusurları ve büyük meziyetleri olan bir filimdir. Anlatımı dağınık, kurgusu kötü, yer yer anlamsız, çoğu bölümlerin izlenilmesi güç, seyirciden talep ettiği katılış sınırsız. Oysa geriye bir çok şey kalıyor! Roma bölümündeki dengeli, tutumlu, umutsuz trajedi; manastır bölümündeki çarpıcı insaniyet duygusu ve özellikle, son bölümünde umutsuz oysa sonuna kadar yılmayan mücahitlerle bir birlik kuran deltanın acı, boş, merhametsiz görüntüleri."
vernon jarrat
yeni sinema dergisi - mart 1966 - sayı:1 - sayfa: 48
https://www.arsivsozluk.com/d/34